BİR AİLE MİRASI: 1955’TEN SOFRALARINIZA

Bir aile, bir ocak, yürek dolusu emek…
Hikâyemiz, Anadolu’nun doğusunda mütevazı bir başlangıçla doğdu. Genç yaşta hayatın sorumluluğunu omuzlayan Hacıbaba’nın sabahın ilk ışıklarıyla yaktığı o ateş, bugün hâlâ yanmaya devam ediyor.

Balıkesir’in bereketli meralarında yetişen kuzular, Antep’in kızıl güneşinde olgunlaşan fıstıklar ve Anadolu’nun köklü baharatlarıyla harmanlanan kebaplarımız, yıllardır annelerimizin sabırla mayaladığı yoğurtla buluşuyor. İşte bu, lezzetimizin ilk sırrıydı.

Zaman ilerledi, ama biz hep lezzetin izinde kaldık.
İlk olarak şehrin çarşılarında duyulan ismimiz, zamanla İstanbul’a taşındı ve nice sofrada yer buldu.

Hacıbaba’nın elleriyle tutuşturduğu ocağı, babamızın emeğiyle büyüttük. Bugün ise bu kıymetli mirası üçüncü kuşak olarak aynı özenle sürdürüyoruz. Çünkü biz, sadece kebap sunmuyoruz; geçmişten gelen bir emeği, bir aile geleneğini ve bir sözün ağırlığını taşıyoruz.
Her tabakta sadece kebap değil, 70 yıllık bir söz duruyor.